Tarihin her döneminde dünya çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalmış olmakla beraber, günümüz dünyasının sorunlarının şekil değiştirdiğini ve bizlere ağırlaşmış bir tablo sunduğunu belirtmek gerekir. Dünyanın taşralaşması olarak adlandırılan süreç şiddet ve yıkıma dayalı dinamik bir süreçtir. Uygarlıklar arası çatışmanın mutlaklaştırılması, uygarlık düşmanlığı, kadın düşmanlığı, yabancı düşmanlığı, doğaya karşı düşmanlık ve kapanma bu sürecin ayırt edici özellikleri olarak ifade edilebilir. Çalışmada verili dünya düzenine ve otoritesine karşı ve haklı bir yaklaşımdan hareketle modernliğin sınırları uygarlıklar ve kültürler düzeyinde tartışılmıştır. Bu çalışma ile verili dünya düzenine neden eleştirel bakmamız gerektiğinin, bunun yanı sıra yapısal bir değişim ve örgütlenmenin neden gerekli olduğunun farkına varılacaktır.
Although the world has faced various problems in every period of history, it should be noted that the problems of today's world have changed shape and presented us with an aggravated picture. The process called provincialism of the world is a dynamic process based on violence and destruction. Absolutization of conflict between civilizations, hostility to civilization, misogynyism, xenophobia, hostility towards nature and closure can be expressed as the distinctive features of this process. In the study, the limits of modernity are discussed at the level of civilizations and cultures, starting from a just approach against the given world order and authority. With this study, we will realize why we should look at the given world order critically, as well as why a structural change and organization is necessary.