Modernleşme konusunun ‘edebiyat’ üzerinden eleştirel bir yaklaşımla incelenmesi, 20.yy’ın düşünsel evrenine hâkim olan post-yapısalcıların dil ve türevlerini merkeze alan anlayışları sayesinde gerçekleşmiştir. Derrida, Foucault gibi post-yapısalcı düşünürler, edebi eserlerin incelemesinde kullandıkları ‘söylem analizi’ yöntemi sayesinde toplumun ürettiği toplumsal davranış kalıpları, toplumsal bilgi ve aktarılan gelenekler ile mevcut iktidar arasında oluşan doğrudan ilişkinin anlaşılabileceğini söylemişlerdir. Bu ilişkinin -öncelikle- iktidarın hegemonyasına katkıda bulunduğunun fark edilmesi, Marksist felsefenin diyalektik düşünceye göre alt-üst yapıya dayanan toplumsal yapılanmasını tekrar düşünmemizi gerektirmiştir. Bu gerekçe ile araştırmaya konu olarak; Kemal Tahir’in sosyalist tarihçilik anlayışını benimsemesine rağmen, milliyetçi-muhafazakâr bir yaklaşımla yazdığı ‘Devlet Ana’ romanı seçilmiştir. Yazarın Osmanlı’nın kuruluş aşamasında sahip olduğu toplumsal yapıyı gerçekçi bir tutumla dönemin iktisadi koşulları üzerinden Asya Tipi Üretim Tarzı (ATÜT) özelinde açıklamaya çalışması, ‘Devlet Ana’ romanını diğer romanlardan ayıran özelliktir. Seçilen roman özelinde araştırmanın amacı, yazarın Marksist yaklaşımındaki alt-üst yapıdan kaynaklanan karşıtlık anlayışını Türk toplum yapısına uyarlayarak, yönetenler ve yönetilenler arasındaki ilişkiye indirgediği iktisadi temelli toplumsal yapılanmayı romandaki edebi söylemler üzerinden incelemektir. Bu amaç doğrultusunda romanda yer alan çeşitli karakterler, kendi yaşamları dışında toplumsal meseleler hakkındaki söylemleri bakımından incelenmiştir. Yazarın, Batı deneyiminde karşıtlıklara dayandırılan sınıflar savaşını eleştirerek, Türk toplumuna özgü milliyetçi-muhafazakâr değerler sistemini gerçekçi bir yaklaşımla aktardığı sonucuna varılmıştır.
The critical examination subject of modernization through ‘literature’ was realized thanks to the understanding of the post-structuralists, who dominated the intellectual universe of the 20th century, centered on language and its derivatives. Post-structuralist thinkers such as Derrida and Foucault said that the direct relationship between the social behavior patterns produced by the society, social knowledge and transmitted traditions and the current power can be understood thanks to the ‘discourse analysis’ method they use in the analysis of literary works. The realization that this relationship - first of all - contributes to the hegemony of power, required us to reconsider the social structuring of Marxist philosophy based on sub-superstructure according to dialectical thought. For this reason, as the subject of the research; Despite adopting Kemal Tahir’s understanding of socialist historiography, the novel Devlet Ana, which he wrote with a nationalist-conservative approach, was chosen. The author's attempt to explain the social structure of the Ottoman Empire in a realistic manner through the economic conditions of the period, in terms of Asian Type Production Style (ATUT), is the feature that distinguishes the novel Devlet Ana from other novels. The purpose of the research, specific to the selected novel, is to analyze the economic-based social structuring, which the author reduced to the relationship between the rulers and the ruled, by adapting the understanding of the opposition arising from the sub-superstructure in the Marxist approach to the Turkish society, through the literary discourses in the novel. For this purpose, various characters in the novel were examined in terms of their discourses on social issues apart from their own lives. It has been concluded that the author criticizes the class conflict based on contradictions in the Western experience and conveys the nationalist-conservative value system specific to Turkish society with a realistic approach.