Kemal Tahir’i okuyalım, tartışalım, görüşlerini gelecek kuşaklara aktaralım, görüşlerinden faydalanalım denilince akla ilk gelmesi gereken şey Kemal Tahir’in yöntemi/tarih anlayışı olmalıdır. Kemal Tahir’in ele aldığı konu ve sorunlar benimsediği dünya görüşünden bağımsız değildir. Yöntem/bakış açısı bu açıdan önemlidir. Aksi takdirde aradan bunca yıl geçtikten sonra bile Kemal Tahir’in anlaşılmadığından söz etmek, iktidar odaklarından bağımsız kalmaya indirgenen bir “fikir/düşünce namusu”nun temsilcisi olarak yüceltmek veya arada bir “Devlet, Kemal Tahir ile barıştı” demek kaçınılmaz oluyor.
When it is said we should read Kemal Tahir, discuss him, convey his views to next generations, the first thing that should come to mind is to be Kemal Tahir’s method/history policy . The issues and problems that Kemal Tahir discussed aren’t detached from the worldview he adopted. In this respect, the method/ the point of view is important. Otherwise, even though such a long time has passed, it is inevitable to discuss Kemal Tahir as he was not understood, he was glorified as a representative of “the idea/notion honor” which was reduced to staying detached from the ones in power or saying, “The state reconciled with Kemal Tahir.”