Cemaleddin Afgani, İslam dünyasının Batılı güçler tarafından denetim altına alındığı XIX. yüzyılda öne çıkan bir İslam düşünürü ve eylemcisidir. Batılı güçler, İslam dünyasında nüfuz ve denetimlerini kurup pekiştirmek için birtakım stratejiler geliştirmişlerdir. Müslüman diyarlarda kilise öncülüğündeki misyonerlik faaliyetinden başarılı bir sonuç alınamayacağı açıktı. Bu nedenle yerli yöneticilerden (sözgelişi Mısır hidivi, İran şahı), Batı eğitimli münevver tabakadan, yüksek sınıflardan (Hindistan’da kast rejimi), ulemadan (özellikle İngiliz güdümlü Vahhabi hareketi, bazı İranlı mollalar ve el-Ezher taifesi) vb. yararlanma yoluna gittiler. Bu makalede Cemaleddin Afgani öncelikle çelişkili eylemleri ve karanlık kişiliği çerçevesinde ele alınmakta ve onun İslam dünyasında oynadığı modernleşmeci rol sorgulanmaktadır.
Cemaleddin Afgani was an Islam philosopher and activist that became prominent in XIXth. Century when the Islamic world was taken under control by Western forces. Western forces developed several strategies to establish and reinforce their authority and control in the Islamic world. In the Muslim lands it was obvious not to get a successful result from the missionary activities led by the church. For this reason, they sought a way to get use of the local administrators (such as khedive of Egypt, shah of Iran), Western educated intellectual class, higher ranks (the Caste system in India), ulema (especially British controlled Wahhabi movement, some Iranian mullahs and Al-Azhar group) etc. In this article firstly, Cemaleddin Afgani is discussed in the context of his inconsistent actions and the role of modernisation he played in Islamic world is questioned.