1940’lı yıllardan önceki on yıllık dönem, yani 1930’lu yıllar Türkiye’de sol/komünist hareketin suskun ve durgun olduğu yıllardır. Hareket bu dönemde çeviri ve edebiyata yönelmiş ve kendini edebiyat üzerinden yaygınlaştırma çabası içine girmiştir. Bu dönemde Ankara’da DTCF’de sosyoloji kürsüsünde “Amerikan yönelimli, kısmen Marksizmden etkilenmiş ve her şeyden önemlisi Tek Parti yönetimine mesafeli bir duruş sergileyen öğretim üyelerinin” başını çektiği bilimsel çalışmalar (kuramsal ve ampirik) dikkat çekmektedir. Bazı yazarlarının sol hareketin içinden geldiği Kadro dergisi etrafında toplanmış aydınların Marksist etkili ekonomik devletçilik ve kooperatifçilik konularında yazdıkları eserler öne çıkmaktadır. Yine 1930’lu yıllarda Haydar Rıfat tarafından sosyalizm-Marksizm eserlerinin çevirilerinden bahsedilebilir. Siyasal sessizliğin ve bilime ve edebiyata yönelişin nedenlerinden biri Türk solunun 1929 ve 1931 yıllarında art arda maruz kaldığı kovuşturmalar ve yeraltı örgütünün dağıtılmasıdır. Bunun yanında diğer bir önemli etken, 1929 dünya ekonomik buhranı sonrasında izlenen Sovyet Rusya’ya yönelik yakınlaşma politikasıdır.
The decade before the 1940s, in other words, the 1930s, are the years when the left/communism movement was reticent and stagnant. The movement inclined to translation and literature and went into the effort of popularizing itself through literature. In this period, the scientific studies (hypothetical and empirical) in the sociology chair in the Faculty of Language History and Geography in Ankara, led by “American- oriented faculty members, who were affected by Marxism to a certain extend and most importantly took a distant stand to the single-party rule” stood out. The work written by the highbrows, who gathered around the “Kadro” magazine -some of its writers came from the left movement- about economic Statism and coop- eration which were influenced by Marxism, shone out. We can also mention the translations of works about Socialism-Marxism by Haydar Firat in the 1930s. One of the reasons for the political silence and why people drifted to science and literature was due to the successive prosecutions exposed to the Turkish left-wing in 1929 and 1931 and the dissolution of underground organizations. Besides that, another important factor was the policy of convergence towards Soviet Russia after the Great Depression in 1929.