ABD dünya egemenliğinin toplum üstü, siyaset üstü, çıkarlar üstü ve tarih üstü olarak genelleştirilmesi ile düzenin yabancılaşmasından ve yöneticilerin acizliğinden kaynaklanan sürekli kriz ve kaos durumu arasında güçlü bir bağlantı vardır. Kriz dönemlerinde, krizlerin yaygınlaştığı, yerleşik değer yargıları ve geleneksel ilişkiler çözüldüğü için çelişkiler ve çatışmalar da artar. Temsil krizi, düzenin yabancılaşması, uydu-yerellikler, ahlakın sefaleti, sefaletin ahlâkı bunun sadece bir görüntüsüdür. Bunu bir gelişme, kurtuluş olarak görmek yerine, küresel faşizm veya barbarlık çağına bir giriş olarak değerlendirmek gerekir. Bu çalışmada bu çerçevede tartışmalar yapılacaktır.
There is a strong link between the generalization of USA world domination as supra-social, supra-political, supra-interests, and supra-historical, and the state of constant crisis and chaos resulting from the alienation of order and the incapacity of rulers. During the crisis, when crises are widespread, as the established value judgments and traditional relations are dissolved, contradictions and conflicts also increase. The crisis of representation, the alienation of order, satellite-localities, the misery of morality, the morality of misery is only a glimpse of it. Instead of seeing this as development, liberation, it should be considered as an introduction to the era of global fascism or barbarism. In this study, discussions will be carried out within this framework.