Demokrasi kültürü dünyada genel kabul gören demokrasi anlayışının bir ülkede hangi ölçüde kabul gördüğü üzerine açıklanan bir kavramdır. Diğer bir ifadeyle demokrasiyi demokrasi yapan öğelerin, toplumsal ve siyasal çevrelerce hangi düzeyde özümsendiğidir. Toplumsal faktörler demokrasi kültürünü etkileyen en önemli unsurlardan biridir. Sovyetler Birliğinin dağılma sürecinin ardından geçen 30 yıllık Orta Asya Cumhuriyetleri demokratikleşme ve liberal kapitalist dünya sistemine entegre olma isteğiyle yollarına devam etmektedirler. Ancak atılan adımlar henüz gerçek manada demokratik bir sistemi meydana çıkarmış değil. Şu an için bu ülkelerdeki görünüm daha çok şekli bir çoğulcu demokrasi seklinde. Demokrasinin bir süreç, bir kültür olduğu birden bire var olamayacağı gerçeği göz önüne alındığında esasen bu durum çok da şaşırtıcı değildir. Öte yandan asırlarca devam eden Rus işgali ve sistematik Sovyet politikalarının ardından bağımsızlıklarını kazanan yeni cumhuriyetlerin hepsi kronikleşen problemlerle mücadele etmek zorunda bırakılmaları demokratik kültürün oluşmasının önünde ciddi engeller arasında yer almaktadır.
The concept of democracy culture is explained in terms of the extent to which the prominent understanding of democracy is accepted in a country. In other words, it refers to the level of internalization of democracy’s fundamental elements by social and political circles. Social factors are among the most important constituents influencing democracy culture. Within the 30-year process following the disintegration of the Soviet Union, Middle Eastern Republics have moved on with the desire to be democratized and integrated into the liberal capitalist world system. However, the steps taken have not yet brought about a properly democratic system. At this current moment, what is seen in these countries is rather a sort of plüralist democracy. Indeed, this situation is not surprising, considering that democracy is a process and culture, and it cannot suddenly come into existence. Besides, the fact that these new republics, which have recently gained independency after hundred years of Russian occupation and systematic Soviet politics, are obliged to struggle with chronic problems is among the obstacles in front of the formation of a democracy culture.