Bu çalışma Kazakistan-Türkiye arasındaki imkânlarını ve sorunlarını tartışmayı amaçlamaktadır. Batılı güçlerin büyük uğraşları sonucu Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) 1990’lı yıllarda dağıldıktan sonra, birçok yeni Türkî devlet tarih sahnesine yeniden çıkmıştır. Bağımsızlığını ilan eden bu devletlerden biri de Kazakistan Cumhuriyeti olmuştur. 1917 Bolşevik ihtilali sonrasında ortaya çıkan SSCB döneminde, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan ve Tacikistan gibi çok sayıda özerk devlet vardır. Türkiye’nin bu devletler ile olan ilişkileri Soğuk Savaş ve Demir Perde olgusu nedeniyle oldukça sınırlı kalmıştır. SSCB dağıldıktan sonra, Türkiye’nin özellikle Türkî Cumhuriyetler ile olan ilişkileri, stratejik ortaklıkları, tarihi ve kültürel bağları tekrar güçlenmiştir. Araştırmada, bu ilişkiler ve bağlar, nitel araştırma yöntemi dâhilinde ve doküman incelemesi şeklinde incelenmeye çalışılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre; Orta Asya Türklüğü ve Anadolu Türklüğü bağlamında Soğuk Savaş sonrası dönem Kazakistan-Türkiye ilişkilerinde bazı algı sorunları olduğu söylenebilir.
This work aims to discuss occasions and problems of Kazakhstan-Turkey relations. After the collapse of the Union of Soviet Socialist Republics (USSR), many Turkic state appeared in the scene of the history in the result of the great efforts of the Western Powers. One of these states became the Republic of Kazakhstan. After the Bolshevik Revolution in 1917, there became plenty of autonomous states such as Kazakhstan, Ozbekistan, Turkmenistan, Azarbaijan and Tajikistan in the era of USSR. Turkey’s relations with these states has been excessively limited because of the phenomenon of the Cold War and Iron Curtain. After the dissolution of the USSR, Turkey’s relations with these Turkic states, strategic partnerships, historical and cultural bonds strenghtened again. It was tried to be examined these relations and bonds in terms of qualitative research methods and by means of document review. According to the results, it might be possible to say that there are some perception problems in post Cold War Turkey-Kazakhstan relations in terms of Middle Asian Turkishness and Anatolian Turkishness.