Doğan Ergun, Türk düşüncesinde yerli ve özgün bir diyalektik yöntemin geliştirilmesi noktasında uzun süreli derinlikli ve bütünlüklü bir yaklaşım ortaya koyarak önemli bir düşünsel konum inşa etmiştir. Doğan Ergun’un inşa ettiği düşünsel konum, bu yerli ve özgün yönteme dayanarak geliştirdiği tarihsel ve toplumsal tahlillerle tamamlanmaktadır. Bu bağlamda Doğan Ergun’a göre, Doğu medeni kültürünün özgün bir örneği olarak Türkiye’nin süreklilik arz eden, çok yönlü ve karmaşık etkileşimlerin sonucunda oluşan tarihselliğine bağlı olarak özerk birey ve kamu iktisadı/devletçilik bütünlüğüne dayalı bir toplumsal yapı ve ilişkileri olduğu ifade edilebilir. Dolayısıyla Ergun için Türk toplumunun içinde bulunduğu Batılılaşma sürecine binaen gelişen bütünlüklü yabancılaşmaya karşı ele alınan bu özgün tarihsel ve toplumsal temelin üzerinde durulması gerekmektedir. Bu çalışma, Doğan Ergun’un sathi bir şekilde nitelenen bu düşünsel konumunu karşılaştırmalı bir biçimde değerlendirerek bu konumun Batı’da ve Türkiye’de gelişen düşünce dünyasındaki yerini tartışmaktadır.
Doğan Ergun has built an important intellectual position by presenting a long-term, in-depth and holistic approach to the development of a local and original dialectical method in Turkish thought. The intellectual position built by Doğan Ergun is complemented by the historical and social analyzes he developed based on this indigenous and original method. In this context, according to Doğan Ergun, it can be stated that Turkey, as a unique example of Eastern civilized culture, has a social structure and relations based on the integrity of the autonomous individual and public economy/statism, depending on its historicity, which is the result of continuous, multifaceted and complex interactions. Therefore, for Ergun, it is necessary to focus on this unique historical and social basis, which is addressed against the total alienation of Turkish society caused by the Westernization process. This study evaluates Doğan Ergun's intellectual position, which is described as superficial, in a comparative way and discusses the place of this position in the developing world of thought in the West and Turkey.