Küreselleşen dünyada değişim kavramına fazlasıyla atıf yapılmaktadır. Değişimin ve dönüşümün insan hayatını özgürleştirdiği vurgulanmaktadır. Özgürleşmek için adeta kendi iplerimizden kopmamız gerektiği düşünülmektedir. Fakat verili düzen içerisinde bunun ne kadar mümkün olduğu tartışmalıdır. Özgürleşme vaadinde bulunan yeni düzen anlayışı, özgürleşmenin önüne engeldir. Otoriter ve muhafazakâr olan sistem özgürlük vaadinde bulunurken, özgürlüğün gerçekleşmemesi için de demir yumruğunu hazır bulundurmaktadır. Bu çalışmada özgürlüğe vurgu yapan yeni düzenin özgürlük karşıtı tavırlarına eleştirel bir bakış sergilenecektir. Yeni düzenin, otoriter ve muhafazakâr tavrı incelenecektir.
In the globalizing world, there is a lot of reference to the concept of change. It is emphasized that change and transformation liberate human life. It is thought that in order to be liberated, we have to break from our own ropes. However, it is debatable to what extent this is possible in the given order. The new understanding of order, which promises emancipation, is an obstacle to emancipation. While the authoritarian and conservative system promises freedom, it also keeps an iron fist ready for freedom to come true. In this study, a critical view of the anti-freedom attitudes of the new order that emphasizes freedom will be displayed. The authoritarian and conservative attitude of the new order will be examined.