Sezer, Cumhuriyet’in erken döneminde akademik camiada tanınmış göz hekimi bir babanın ve öğretmen bir annenin çocuğu olarak babasının trahomla mücadele için Anadolu’da görev yaptığı esnada Malatya’da dünyaya gelmiş iyi eğitimli bir ailenin çocuğudur. Babasının İstanbul Tıp Fakültesi‘ndeki görevi nedeniyle İstanbul’da ilkokula başlamış ardından ortaokulu ve liseyi Osmanlı’dan beri Türkiye’nin en köklü okullarından Galatasaray’da okumuştur.
Sezer, 20. yüzyılın son çeyreğinde Türk sosyolojisinde batı menşeli sosyolojik ekollere yönelttiği ciddi eleştirileriyle dikkatleri üzerine çekmiş entelektüel bir akademisyendir. Ancak onun eleştirileri ve sosyolojik anlayışının Türkiye'de sosyoloji camiasının her kesiminde etkili olduğunu söylemek zordur. O, akademik hayatın içinde iken Türkiye’de Batı menşeli sosyolojik yaklaşımların kalesi kabul edilen sosyoloji bölümlerinde ne de onun görüşlerine muhalif Marksist çevrelerde söylemlerine ve düşüncelerine yönelik etkili bir eleştiri ne de yorum yapılmamıştır. Bu suretle Sezer’in gündeme getirdiği tartışmalara sessiz kalınarak görmezden gelinmiştir. Onun, Batı sosyolojisine yönelik eleştirel yaklaşımı ile “yerli sosyoloji” söylemleri en ziyada muhafazakâr kökenli genç entelektüeller ile genç sosyolog adayları ve milli sol çevrelerde ilgi uyandırmıştır. Sonraki yıllarda “yerli sosyoloji” söylemi ve Batı sosyolojisi eleştirilerine önceleri sahip çıkan bu çevrelerin bir kısmı, sosyolojinin bilim olarak evrenselliği bağlamı üzerinden bu sefer kendisini spekülatif olmak ve bir yöntem inşa edememek açılarından eleştirmişlerdir.
Biz bu yazımızda Sezer’in akademik öz geçmişinden başlayarak onun sosyoloji anlayışının ana hatlarını ve çerçevesini genel bir bakışla değerlendirmeyi hedefledik.
Sezer is the son of an ophthalmologist father, well-known in the academic community and a teacher mother. He was born in Malatya as the child of a well-educated family. He started primary school in Istanbul due to his father's duty at the Istanbul Medical Faculty. He studied the secondary and high schools in Galatasaray, one of the most established schools in Türkiye since the Ottoman Empire.
Sezer was an intellectual academic who attracted attention with his serious criticisms of western sociological schools in Turkish sociology, in the last quarter of the 20th century. However, it is difficult to say that his discourses and criticisms are effective in every part of the sociology community in Türkiye. In his lifetime, his discussions and thoughts were ignored, even without criticism, by those who were considered the stronghold of Western sociology and Marxist circles who opposed his views. His critical approach to Western sociology and his effort to build a national sociology aroused interest among conservative young intellectuals, young sociologist candidates and national leftist circles in Türkiye. In the following years, these circles, which adopted the discourse of "native (national) sociology" and their criticism of Western sociology, would this time criticize themselves for being speculative in the context of the universality of sociology and for not being able to build a sociological method.
In this article, we have aimed at an assessment of Sezer's understanding of sociology, starting from his academic background.