Özgürlük, toplumların deyimi yerindeyse adeta nefes borusudur. Öyle ki bu hakkın herhangi bir şekilde ipotek altına alınmak istenmesi durumda madun takımı ve sömürülenler adına entelektüel sözcüler devreye girerek ortaya koydukları çeşitli teorik açımlamalar ve pratik reçetelerle özgürlük arayışına öncülük ederler. Söz konusu durum, bir ülkede başarılı ve laik temeller üzerine bina edilen her devrim döneminde gerçekleşmesi beklenen düşünsel bir ilerleme hareketinin sancıları olarak kabul edilebilir. Hilmi Ziya Ülken de böylesi bir devrime kapı aralayan ve toplumun özgürlük istencini karşılayan Atatürk devrimlerinin entelektüel yönünü, Anadoluculuk hareketine yaptığı katkılarla destekleyen bir düşün adamı olarak karşımıza çıkar. Tarihsel, sosyolojik ve felsefi çözümlemelerinin sonucunda ortaya koyduğu birçok eserinde Ülken, Batı medeniyetinden ölçülü bir şekilde aldığı çeşitli kazanımları, Anadoluculuk hareketiyle sentezleyerek yeni bir kimlik inşası ve idealizmine olanak sağlar. Bu tam da Atatürk’ün öne sürdüğü üzere memleketçiliğin ve dolayısıyla milli kimliğin oluşturulması ve korunması için oldukça mühim bir meseledir. Bu bağlamda bahse konu olan makalemiz özellikle Hilmi Ziya Ülken’in Anadoluculuk Hareketinin düşünsel anlamda tarihsel, felsefi ve sosyolojik yönlerine yer yer ayrıntılı yer yer de tematik bir şekilde eğilerek, devrim sonrasında Anadoluculuk hareketinin nasıl konumlandırıldığını analiz eder. Dahası buna ek olarak Anadoluculukla başlayan ve Türk Tefekkür Tarihi isimli eseriyle Atatürk’ün dikkatini çeken Ülken’in düşünsel yaşamındaki söz konusu hareket üzerine yaptığı sosyolojik çözümlemelerini ortaya koyar.
Freedom is almost the windpipe, so to speak, of societies. So much so that in the event that this right is attempted to be mortgaged in any way, intellectual spokespersons step in on behalf of the subaltern and the exploited and lead the search for freedom with various theoretical explanations and practical prescriptions. This situation is regarded as the pangs of an intellectual progress movement that is expected to take place in every revolutionary period in a country built on successful and secular foundations. Hilmi Ziya Ülken is a thinker who supported the intellectual aspect of Atatürk's revolutions, which opened the door to such a revolution and met the society's desire for freedom, with his contributions to the Anatolianism movement. In many of his works, which he produced as a result of his historical, sociological and philosophical analyses, Ülken synthesised various gains from Western civilisation with the Anatolianism movement, thus enabling the construction of a new identity and idealism. This is a very important issue for the creation and preservation of nationalism and thus national identity, as suggested by Atatürk. In this context, this article analyses how Hilmi Ziya Ülken's Anadoluculuk movement was positioned after the revolution by focusing on the historical, philosophical and sociological aspects of the Anadoluculuk movement in an intellectual sense, sometimes in detail and sometimes thematically. Moreover, it reveals Ülken's sociological analyses on the movement in question in his intellectual life, which started with Anatolianism and attracted Atatürk's attention with his work titled History of Turkish Contemplation.