1970 sonrası Türk aydının içinde bulunduğu bunalımı mizah unsurlarından yararlanarak ironik bir şekilde anlatan Oğuz Atay, Tutunamayanlar adlı romanında toplum dışına itilmiş, içine kapanmış, sürekli bir arayış ve düşünce hali içerisinde varoluş bunalımı yaşayan bireyin sıkıntılarını, bunalımlarını, gel-gitlerini ele almaktadır. Çeşitli açılardan incelemeye değer olsa da bizim inceleyeceğimiz kısım, yazarın anlatımı renklendirmek ve kuvvetlendirmek için yararlandığı ironi kavramı olacaktır. Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’da kullandığı ironi tekniği, çeşitli görüşlerden yararlanılsa da esas olarak Soren Kierkegaard’ın “İroni Kavramı” ışığında değerlendirilecektir.
The crisis of Turkish intellectual after 1970s was explained ironically by Oğuz Atay in his novel called “Tutunamayanlar”. In the novel he examines the individual`s social outcast, the pessimism, being in a constant state of searching and thinking, the problems of living in a depression of existence, tides... Even though the novel is worth examining in various aspects we will examine the concept of irony which was used to strengthen the author's manner of expression. The irony technique used by Oğuz Atay in Tutunamayanlar will mainly be assessed in the light of Soren Kierkegaard’s “The Concept of Irony”, besides other different persuasions.