Cinsellik sorununun Antik Yunan ve Roma toplumlarında nasıl temellendirildiği, tarihsel süreç içerisinde onun ile iktidar arasında nasıl bir ilişkinin var olduğu araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Antik Yunan ve Roma toplumlarında cinsel hazlar bir doğa vergisi olarak kabul edilir, bu nedenle de, onlar sırf haz olmaları bakımından kötü olmazlar. Hazlarda aşırılıklara kaçmak ise beden üzerindeki olumsuzlukları nedeniyle ve bireylerin kendi üzerlerinde denetim kuramamalarına sebep olması nedeniyle sınırlandırılmışlardır. Ortaçağda ise bu sınırlandırmanın kendisi bedenden değil de başka bir ilkeden, tanrısal bir emirden hareketle yapılmıştır ve bunun uygulayıcısı ise papaz (pastoral iktidarın uygulayıcısı) olmuştur. Beden modern dönemde de yeniden önem kazanmıştır ancak kendi başına bir özerkliğe sahip olmak yerine bir güç, emek gücü olarak algılanmıştır. Kapitalizmin devamı için zorunlu olan bu gücün hem varlığı (biyo-iktidar) hem de onun itaatkâr ve üretken hale getirilmesi (bedenin anatomo-politikası) gerekmiştir.
The aim of study is how the issue of sexuality was based in ancient Greek and Roman societies, how relation is between it and power in the historical process. Because of sexual desires was accepted as natural gift, they are not bad just in terms of being desire. That’s the why the excesses of the desires have negative impacts on the body and to cause individuals has not control on themselves, desires are limited. This delimitation itself was made not from body, from other principle, from a divine precept and the applicator of this was pastor (the practitioner of pastoral power). Body has regained importance in the modern period but it has instead of having an autonomy of its own it has been perceived as a power, a labor power. It is required that both the presence of this power (bio-power) which is essential for the survival of capitalism and it has been made obedient and productive (anatomo-politics of the body).