Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat ödülünü kazandıktan sonra kaleme aldığı ilk romanıdır. Romanda sanayici olan Basmacı Ailesinin hikayesinden hareket edilir. Yazarın ve kahramanın yaşama, dünyaya, olgulara, olaylara, insanlara bakış açısı “burjuva söylemi”ni yansıtır. Her kesimden insanlar anlatılmış olsa bile anlatının merkezinde burjuva bakış açısı yer alır; anlatı, burjuva yaşantısına odaklıdır. Ancak bu yaklaşım konuya sırf ekonomik çıkarlar gözlüğünden bakan bir yaklaşım değildir. Bu yazıda Doğu-Batı ayrımının ve farklılığının bir göstergesi olarak Türkiye’den belli insan portreleri çizilmiştir.
Masumiyet müzesi is the first novel that Orhan Pamuk wrote after he had won the Nobel prizein literatüre. The novel set over industrialist Basmacı family. The writer’s and protogonist’s view for life, World, events, facts, people reflects the ‘’bourgeois discourse’’. Although people from every section was told, this bourgeois discourse is in the center of narration;narrative is focused on bourgeois life. However this approach is not a kind of evaluating the subject in means of economic interest. In this writing, some portreits of a man from Turkey are drawn as an indicator of east-west difference and segregation.
