Bu makalenin konusu, Yeşilçam sinemasının altın yılları olarak bilinen Türk Sineması'nda 1960'lı ve 1970'li yıllarda yaygınlaşan çocuk imgelerinin sosyolojik bir analizini yapmaktır. Filmlerin çocuk kahramanlarla hangi duygusal ortaklıklara hizmet ettiğini sorgulayarak bunun “ideal vatandaş” tipine ne şekilde eklemlendiğini analiz etmeye çalışmaktır. Son olarak, çocuk kahramanlı filmlerin işaret ettiği duygudaşlığın ilerleyen yıllarda etkisini nasıl ve neden kaybettiğini anlamaya çalışmaktır.
The subject of this article is to make a sociological analysis of the images of children that became widespread in the 1960s and 1970s in Turkish Cinema, known as the golden years of Turkish cinema. It is to try to analyze how this is articulated to the “ideal citizen” type by questioning which emotional partnerships films with child protagonists serve. Finally, it is trying to understand how and why the empathy that films with child protagonists point out has lost its effect in the following years.