Bu makalenin amacı, geleceğe ilişkin iyimser modern ütopyaların yerine otoriter distopyaların aldığı yeni dönemi ve bu bağlamda oluşan koşulları analiz etmektir. Çünkü distopyalar, modern ütopyaların sınıra geldiğini göstermektedir. Başka bir deyişle, egemen düzenin ana eğilimi olan iyimser ütopyaların yerini distopyalar almıştır. Bu bakımdan, “düzen” kendini mutlaklaştırarak, geleceği muğlâk bir hale getirmeye devam etmektedir. Bu doğrultuda, farklı tarafların çıkarları arasındaki ayrımı belirtmede, “istikrarlı hayal hakikattir” deyişiyle geleceksizliğin, umutsuzluğun ve korkunun verili düzenin bir ideolojisi/görüşü olması gerçeği irdelenmiştir.
The aim of this article is to analyze the new era that authoritarian dystopias have replaced with optimistic modern utopias about the future and the conditions created in this context. Because dystopias show that modern utopias have reached the limit. In other words, the optimistic utopias, which are the main tendency of the dominant order, have been replaced by dystopias. In this respect, "order" continues to make the future ambiguous by making itself absolute. In this direction, the fact that futurelessness, hopelessness and fear are an ideology/view of the given order, with the phrase "A stable dream is real", has been examined in describing the distinction between the interests of different parties.