Batı dünya egemenliğinin mutlak hale getirilmesinde ortaya atılan “tarihin sonu”, “ideolojilerin sonu”, “sosyalizmin sonu” gibi tek kutuplu dünya söylemleri karşısında bir “teslimiyetçilik” söz konusu olmuştur. Sosyologca dergisi ise bu durum karşısında toplumun ve gündelik ilişkilerin yeniden üretildiği bu dönemde bir anlamda bozulmaya ve kötümserliğe karşı çıkarak, kendi tavrını geliştirmiş ve teslimiyetçiliğe karşı düşünsel çizgide bir karşı koyuş misyonu benimsemiştir. Bu çalışmanın amacı, Kemal Tahir ve Baykan Sezer’in düşünsel mirasını üstlenen Sosyologca dergisinin ve yine Sosyologca akademisinin bir diğer kanalı olan “Sosyologca Kitapları” adı altında yayımlanan külliyatın dökümünü analiz etmektir.
In the face of unipolar world discourses such as "end of history", "end of ideologies", "end of socialism", which were put forward to make the Western world domination absolute, there was a "submissionism". Sosyologca magazine, on the other hand, has developed its own attitude and adopted a mission of opposition on an intellectual line against submissiveness by opposing corruption and pessimism in a sense in this period when society and daily relations are reproduced in the face of this situation. The aim of this study is to analyze the breakdown of the corpus published under the name of "Sosyologca Books", which is another channel of the Sosyologca academy, and the journal Sosyologca, which undertakes the intellectual legacy of Kemal Tahir and Baykan Sezer.