İstanbul konulu Batılı Seyahatnâmelerde XVI. yüzyıldan XX. Yüzyılın başına kadar ortak olarak görülen entelektüel bir problem olarak Osmanlı Saray Kütüphanesi meselesi göze çarpmaktadır. Batı dünyası, İstanbul’un fethinden sonra, Fâtih Sultan Mehmed’in entelektüel kişiliği nezdinde Osmanlı’nın Bizans Kütüphanelerini muhafaza edip kitap koleksiyonlarına sahip çıktığı şeklinde bir rivâyet geliştirmiştir. Rivâyetler Batılı entelektüel çevrelerde zaman içinde çok fazla tekrarlanmış ve hakikat gibi kabul görmeye başlamıştır. İstanbul’u ziyaret eden Batılı seyyahlar, bu rivâyetlerden yola çıkarak hakikati arama eğilimi gösterseler de saraya erişimin imkansızlığı sebebiyle başarılı olamamışlardır. Her bir seyahatnâmede bir önceki rivâyet tekrar edilmiş, üstüne güncel bilgiler ve araştırmalar eklenmiştir. Böylece Batılı seyahatnâmelerde Osmanlı Saray Kütüphanesine dair bir anlatım kurgusu oluşmuştur.
In Western itineraries on Istanbul, from the 16th century to the early 20th century, a prominent intellectual problem that stands out is the matter of the Ottoman Palace Library. The Western world developed a narrative suggesting that after the conquest of Istanbul, under the intellectual persona of Mehmed the Conqueror, the Ottomans preserved Byzantine libraries and maintained book collections. Over time, these narratives were repeated extensively within Western intellectual circles and began to be accepted as the truth. Western travelers visiting Istanbul, guided by these narratives, attempted to uncover the truth but were unsuccessful due to the impossibility of accessing the palace. Each travelogue reiterated the previous narrative, adding current information and research, thereby constructing a narrative framework regarding the Ottoman Palace Library in Western travelogues.